ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor
Ey, bu topraklar icin toprağa düşmüş, asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın
Herc ü merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab
Seni ancak ebediyyetler eder istiab
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini
Şarkın en sevgili sultanı Salahaddin'i
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran
Sen ki islami kuşatmış, doğuyorken hüsran
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrami adın
Sen ki; a'şara gömülsen taşacaksın... Heyhat
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber
MEHMET AKİF ERSOY